Sanayinin, yoğun üretimin yerini bilgi ve teknolojiye bıraktığı, katma değerin kitle üretim ve maliyet avantajından ziyade teknoloji ve inovasyona kaydığı 2000’ler dünyasında; dijitalleşme ve pazarda hızlı balık olma, büyük kurumlar arasında ciddi bir rekabet alanı halin geldi. Hatta bu rekabet artık büyük global kurumlar veya yerel pazarlarla sınırlı değil. Örneğin Çin’deki bir üniversitede üretilen otonom sürüş teknolojisi ile ilgili bir patent, milyarlarca dolar değerlemeye sahip global bir otomotiv şirketinin geleceğini tehdit edebiliyor. Keza Amerika’da küçük bir fintech startupı, dünyanın en regülatif sektörlerinden biri olan bankacılık ve finans alanındaki oyunu sil baştan kurabiliyor. Buna benzer örnekleri hemen her sektör ve teknoloji dikeyi için çoğaltmak mümkün. Oyunun kurallarının bu kadar hızlı ve agresif değiştiği ve aynı zamanda rekabet alanının ve aktörlerinin bu denli genişlediği bir dünyada; şirketlerin hayatta kalmasını sağlayacak yegane unsurlardan biri, açık inovasyon uygulamaları ve kurumların bu uygulamalardaki başarılarıdır. Hiç şüphesiz ki açık inovasyon uygulamaları içinde de en belirleyici ve heyecanlı alan kurum-startup iş birlikleridir. Bu konu dile gelince oldukça kolay ve sempatik ama uygulamaya gelince de bir o kadar çetrefilli bir iştir. İki tarafın çok farklı dinamikleri, iş yapış şekilleri ve beklentileri vardır. Hatta aynı zaman bile bu iki taraf için farklı işlemektedir. Kurumsal şirketteki bir birim zaman, startup için 5-6 kat hızla gidiyormuş gibi hissettirmektedir. Hamdi Ergök ile hazırladığımız bu yazımızda, hem gerekliliği tartışılmaz hem de uygulaması bu kadar çetrefilli olan kurum-startup işbirliklerinde en yaygın uygulamaların neler olduğu ve bu uygulamaların avantajlarına değineceğiz.
1.Hackathon & Startup Yarışması Düzenle
Hackathonlar genelde şirket çalışanlarının, kendi iş tanımları dışındaki şirketin farklı ihtiyaç ve problemlerine çözüm sunabilmek için bir araya gelerek yenilikçi fikir ve ürün geliştirdikleri 40-50 saatlik yarışmalarıdır. Zamanla bu konsept şirket çalışanları dışında girişimcilik ekosistemindeki farklı aktörlerin de katılımıyla gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Etkinlik başında şirketin çözmek istediği bir veya birkaç sorun katılımcılarla paylaşılarak etkinlik süresi boyunca girişimcilerin bu sorunları çözecek fikir ve ürün prototipleri geliştirmeleri beklenir. Şirketler son yıllarda hackathon ve startup yarışmalarını etkin ve yaygın bir şekilde kullanmaya başlamışlardır.
Avantajları:
- Yenilikçi fikir ve ürün konseptlerinin geliştirilmesi
- Girişimcilik ekosistemine giriş yapılması veya ekosistemde derinleşilmesi (yeni girişimler, paydaşlar ve mentorlarla tanışma)
- Yeteneklere erişilmesi
- Girişimcilik ekosisteminde marka bilinirliğinin artması
- Şirket çalışanları ve yöneticilerini etkinliğin bir parçası haline getirerek şirket içi kültürel dönüşüme katkı sağlamak
2.Kurumsal Hızlandırma/Kuluçka Programları:
Kurumsal firmaların startuplarla iletişime geçmek ve ilişki kurabilmek için aynı zamanda startup dünyasını en iyi anlayabileceği uygulamalardan biridir. Kuluçka programları biraz daha erken aşamadaki (genelde fikir aşaması) girişimlerin fikirlerini doğrulama ve geliştirme sürecinde verilen destekleri kapsar. Eğitim ve mentorluk destekleri ile birlikte genelde fiziksel ofis/laboratuvar ortamı da sunulur. Programın amacı, hedef kitlesi ve sektörüne göre 1-2 yıl sürebilir. Kurumsal firmalar bu tür programları özellikle, kendi faaliyet gösterdikleri ve gelecekte yer almak istedikleri alanlarda yeni girişimlerin doğmasını sağlamak (ekosistem oluşturmak ve/veya geliştirmek) için yürütürler. Genellikle program sonunda çıktı temelli somut iş birliği hedefleri belirlenmez, herhangi bir ücret veya hisse beklentisi olmaz. Hızlandırma programları, startupların ürün ve pazar geliştirme evresinin herhangi bir yerinde, farklı amaçlar (müşteri validasyonu, ürün-pazar uyumu, üründe çeşitlilik, pazarda genişleme, yeni pazarlara erişim, yatırımcı ve müşteri edinme vb.) için dahil oldukları programlardır. Eğitimden ziyade girişimin ihtiyaç duyduğu veya programın odağındaki alanlarda 1-1 mentorluklar ve iş geliştirme destekleri sağlanır. Bazı hızlandırma programlarında girişimlere finansal destek de sunulmakta ve karşılığında belli bir oranda (%3-7) hisse talep edilebilmektedir. Hızlandırma programları, programın yapısına/kurgusuna göre 3-9 ay sürebilir.
Avantajlar:
- İlgili alandaki ekosistemin oluşması ve/veya gelişmesi sağlanır
- İlgili sektördeki/alandaki trendler takip edilir
- Yeni teknolojilerin şirketin faaliyet alanlarına entegrasyonu sağlanır
- Startup ekosistemindeki yeteneklerle ilişkiler kurmayı sağlar
- Kurum çalışanlarına kendi alanlarındaki startuplara mentorluk yapma ve iş birliği kurma fırsatı sunulur
- Startupların iş yapış yöntemleri hakkında deneyim kazanılır, şirket çalışanlarının bu bakış açısını kavraması, ekosisteme yaklaşması ve edinilen bilgilerin şirket içine transferi sağlanır
- Girişimlerle finansal ilişkiler kurulması sağlanır (müşteri olma, ürün/teknoloji geliştirme, patent lisanslama, startupın ürünlerini kendi kanalları aracılığı ile satma, doğrudan hisse veya gelecekte kullanmak üzere opsiyon alma
3.İş birliği Odaklı Tanımlı Çağrılar Açma
Şirket içinde hali hazırda yürütülen veya gelecekte başlanacak bir proje/çalışma için birlikte çalışılacak girişimler için odaklı çağrılar açma, son dönemde kurumsal yapılar içinde en sık başvurulan açık inovasyon uygulamalarından biridir. Hali hazırdaki bir problemi veya gelecekte ihtiyaç duyulacağı düşünülen bir konuyu hızlı ve kaynak etkin yönetmek için iş birliği konusu, ilgili alandaki mevcut durum, ulaşılmak istenen hedef, startuptan beklenti, iş birliği çıktısı, zaman planı, iş birliği yöntemi ve kurgusu ile ilgili başlıklarda bilgiler hazırlanır ve ilgili çağrı çeşitli mecralarda yayınlanarak girişimci başvuruları alınır. Toplanan başvurular belirli bir değerlendirme süreci (başvuru değerlendirme, bire bir görüşme, gizlilik sözleşmesi vb.) ile elenir ve potansiyel vadeden ekiplerle çalışmalara başlanır.
Avantajları:
- Dünya’nın dört bir yanından çok farklı yetkinliklere sahip yeteneklere erişilmesi.
- İlgili sorunun hızlı ve genelde maliyet etkin yönetilmesinin sağlanması
- Şirket içinde iş birliği kültürünün yaygınlaştırılması
- Şirket çalışanların startup iş yapış şekilleri ve düşünme sistematiği hakkında bilgi edinmesi
- Şirketlerin çevik ve yalın dönüşüm süreçlerinin desteklenmesi
- Başarılı olan çalışmaların farklı ve yeni çalışmaları tetiklemesi
4.Startuplara Müşteri Olma
Kurumsal firmaların özellikle dijital dönüşüm ve teknolojik alt yapı gelişim süreçlerinde tüm ihtiyaçlarını kendi öz kaynakları ile karşılamaları pek mümkün ve akılcı değildir. Bu nedenle bu süreçlerde sıkça dış kaynak kullanımı ve iş birliklerine başvurulur. Yenilikçi ürün geliştirme kabiliyetlerine bakıldığında startupların bu alanda hızlı balık olduğunu söylemek mümkün. Kurumsal firmaların startuplara müşteri olması, mevcut çalışmalarında ve/veya ilerde gerçekleştirmeyi planladığı çalışmalarda hasıl olan ihtiyaç ve problemlerini tanımlayarak buna çözüm sunabilecek startupların ürünlerini/hizmetlerini kiralama veya satın alma yolunu izlemesiyle mümkün olabilir.
Avantajları:
- İhtiyaç ve problemlerin giderilmesi için iş birliği yapmak
- Hızlı ve çevik davranabilmenin önünü açmak
- Kurumların teknolojik ve dijital dönüşümüne katkı sağlamak
- Maliyet etkin çözümler üretmek
- Startuplar için yeni ve güçlü referanslar elde etmek
5.Girişimlere Yatırım Yapma (VC-CVC)
Küresel açık inovasyon rekabetinde, startuplarla sadece iş birliği temelli ilişkilerin kurulması yeterli gelmemektedir. İş birliği temelli ilişkilerin çıktıları genelde adımsal inovasyonları doğurur veya sınırlı somut getiriler sağlar. Ancak risk sermayesi yatırım fonlarının startupların büyüme aşamasında yaptıkları yatırımlar sayesinde çok ciddi çarpanlarla, hızlı geri dönüşler alabilmeleri, kurumsal şirketlerin bu alana da ilgi duymalarını sağlamıştır. (Early Bird’in 2015 yılında UIPath’e yaptığı yatırım ile, firmanın New York Borsa’sında IPO yapması arasında sadece 6 yıl var ve Early Bird’in bu yatırımda 2200x çarpana ulaştığı düşünülüyor)
Bu ve benzeri örnekler ile birlikte, startup yatırımları artık kurumsal firmalar için hem finansal bir yatırım aracı ve hem de stratejik bir yatırım aracı (Rakiplerin önünü kesme veya yeni pazarlara/sektörlere girmek gibi amaçlar için) şeklinde değerlendirilmektedir. Kurumsal yapılar içinde startup yatırımlarının genellikle iki şekilde yapıldığını görüyoruz:
- Mevcut bir risk sermayesi fonuna ortak olmak (VC’ye LP olma)
- Kendi kurumsal risk sermayesi fonunu (CVC) kurmak
Avantajları:
- Faaliyet gösterilen sektörde yeni çıkan büyük potansiyelli girişimlere erken aşamada ortaklık yapmak
- Yeni girilmesi düşünülen sektörlere/pazarlara çevik ve kaynak etkin giriş yapabilme
- Benzer işleri yapabilecek yetkinlik ve mali kaynaklara sahip olunsa dahi, kurumsal hantallık sebebi ile yaşanacak gecikmelerle rekabette geri düşme riskinin ortadan kaldırılması
- Hızlı ve büyük çarpanlı finansal getiri elde edilmesi
- Stratejik yatırımlarla rekabetin önemli olduğu alanlarda güçlenilmesi
- Startup ekosistemiyle daha sıkı ilişkiler kurulması ve gelişmeleri bizzat takip edebilme